Tarihçi Talha Gönülalan’ın OSMANLI KAPİTÜLASYONLARI hakkındaki araştırmasını www.hayhay.net üzerinde paylaşıyoruz.
Bu yazıda “Kapitülasyon” ve “Osmanlı Kapitülasyonları” ile ilgili bilgiler verilmiş.
Osmanlılar ile Fransızların doğrudan gerçekleştirdikleri ilk ilişkiler Fransa kralı I. François’in Kutsal Roma-Germen İmparatoru Şarklen’e 1525’te yenilip esir düşmesi üzerine Osmanlılardan yardım istemesiyle başlamıştır. İki ülke arasında bu tarihten sonra da siyasi, askeri, ticari ve diğer alanlarda ilişkiler devam etmiştir.
26 Mayıs 1535’te Osmanlı ülkesine gelen Fransız elçisi Jean de la Foret, Irakeyn seferinde bulunan Kanuni Sultan Süleyman ile de görüşerek teklif edeceği ahidnamenin kabulünü rica etmiştir. Padişahı Fransa kralı ile birlikte İmparatora karşı harp yapmaya ikna etmeye memur edilen La Foret, Kanuni’den savaş hazırlıklarına sarf edilmek üzere 1.000.000’luk bir yardım ve Osmanlı donanmasının Sicilya ve Sardunya’ya karşı gönderilmesini istedi. Oldukça iyi kabul gören Fransız elçisi ile bir sonraki yıl olan 1536’nın Şubat ayında barış, dostluk ve gizli bir “Tecavüzü İttifak Muahedesi”nin yanı sıra daha önce Venedik ve Cenevizlilerle yapılanlar gibi sonradan Kapitülasyon adı verilen bir Ticaret Antlaşması imzalandı (18 Şubat 1536).1
Aslında dış ticarette kapitülasyon sistemi Osmanlılardan önce kurulmuştur. Bir çok İlk ve Ortaçağ devleti ticareti geliştirmek için bu yöntemi kullanmışlardır. Anadolu Selçukluları, Beylikler, Memlûkler, Bizans, İngiltere vs. hep dış ticaret serbestisini sağlamak için bu yöntemi izlemişlerdir. Osmanlılar ise bu sistemi Orhan Gazi’den itibaren benimsemişlerdir.2
Devletlerin kapitülasyon vermelerindeki temel amaçları esas olarak milletlerarası ticarete katılmak ve bundan yararlanmak istemeleridir. Fatih Sultan Mehmet’in Venediklilere bir takım imtiyazlar vermesinden başka Memlûkler tarafından Fransa’ya verilmiş olan imtiyazların Osmanlı hükümdarları tarafından onaylanması da önemlidir.
Şubat 1536 tarihli ilk Kapitülasyon antlaşması ile adli, mali, ticari, dini ve siyasi bir takım imtiyazlar Fransa kralına bahşedilmiştir. Şubat 1536 tarihli bu ilk kapitülasyonun birinci, beşinci ve altıncı maddeleri adli; onbeşinci maddesi ise mali imtiyazaları belirtmiştir. Bu ayrıcalıklarla; İstanbul’da bir Fransız yargıcı (Baille) bulundurulacak ve böylece Osmanlı memleketinde yaşayan Fransızlar arasındaki hukuki ve cezai davalara bu kişi bakacaktı. Antlaşmanın onbeşinci maddesi de Osmanlı memleketlerinde 10 yıl süreyle oturan Fransızların her türlü vergiden muaf tutulmasını sağlamaktaydı.3
1536 Kapitülasyon Antlaşması, Fransa tüccarlarının kendi topraklarına kolayca ve serbestçe gitmelerine ve tekrar gelmelerine, ayrıca ticaret yapmalarına imkan tanımaktaydı. Bunun yanı sıra tüccarların can ve mal güvenliklerinin sağlanacağı belirtilmekteydi. Bu tüccarların ölümleri halinde miraslarının ülkelerindeki varislerine intikal edeceği de Kapitülasyon Antlaşması ile Osmanlı Devleti tarafından taahhüt edilmekteydi. Tüccarların aralarında anlaşmazlık çıkması halinde bu anlaşmazlıklar kendi hukuklarına göre halledilecekti ve her tüccar mallarını istediği yerde satabilecekti. Ayrıca tüccarlar mal getirip götürdüklerinde genellikle % 2-5 gümrük vergisi ödeyip başka vergi ödemeyecekler ve getirdikleri para da vergiye dahil olmayacaktı.4
Fransa kralı ve Osmanlı padişahı adına, hükümetleri arasında karşılıklı güvene dayalı olarak yapılan 1536 Kapitülasyon Antlaşması ile iki hükümdar kendi uyruğundan olan ya da onlara haraç veren tüm iş sahiplerinin eşya ve mallarını alarak iki hükümetin topraklarında güvenlik içinde ve serbestçe oturmalarına, gidip gelmelerine ve halk ile ilişki kurmalarına müsaade etmişlerdir.5
1536’da Fransa ile yapılan birinci Kapitülasyon Antlaşması ile İstanbul’da “Frank toplumu” denilecek olan bir tür millet doğdu ve bundan sonra Doğu ile ticaret yapmak isteyen diğer Avrupa devletlerine de tanınacak ayrıcalıkların modeli yaratılmış oldu. Bu ilk Kapitülasyon Antlaşması, aslında zaman tahtta bulunan iki hükümdar için geçerliydi. Fakat ileriki yıllarda antlaşmaların yenilenmesi veya yeni antlaşmalar imzalanması ve her padişah değişikliğinde ahidnamelerin tekrarlanması suretiyle kapitülasyonlar 1740’da daimi hale getirilmiştir.6
Osmanlıların Fransızlara 1536’da vermiş olduğu imtiyazlar yabancı bir devlete verilen ilk imtiyazlar değildir. Bununla birlikte bu imtiyazlar, Osmanlı Devleti’nin 16. yüzyılda vermiş olduğu ilk imtiyazlardır. Bu kapitülasyonlarla Fransız tüccarlarının Osmanlı topraklarında ticaret yapabilmeleri sağlanırken Osmanlı Devleti, Fransızlarla iyi ilişkilerini devam ettirmeyi ve Osmanlı topraklarında ticari ve iktisadi hayatın gelişip canlılık kazanmasını sağlamayı düşünmüştür.
Bir görüşe göre; 1536 yılındaki antlaşma, genel tasdikli bir kapitülasyon değildir ve Fransız elçisinin (La Foret), İbrahim Paşa ile görüşmeleri sırasında hazırlamış olduğu bir taslaktır. Bu taslak da İbrahim Paşa’nın idamı dolayısıyla Sultan tarafından tasdik edilmemiştir. Bu nedenle La Foret’in hazırladığı taslak tek taraflı olarak padişah tarafından verilmiş bir imtiyaz olmadığından kapitülasyon değildir.7
Fransızlara verilen ilk kapitülasyonun 1536 tarihli antlaşma olmadığını kabul edenler, 1569 tarihindeki antlaşmanın genel tasdikli bir imtiyaz olduğunu ve dolayısıyla Fransızlara verilen ilk kapitülasyonun bu tarihte verildiğini ileri sürmektedir. Fakat bu görüşün doğru olmadığını gösteren bilgiler mevcuttur. Sultan IV. Mehmet zamanında (1673) yine Fransızlara bahşedilen ahidnamede Fransızlara o tarihe kadar verilmiş olan imtiyazlar sıralanırken “Bilcümle merhum ve mağfurün-leh Sultan Süleyman Han ve ecdad-ı izam… zamanlarında inayet olunan ahidnameler” ifadelerinin kullanılması Fransızlara verilen ilk kapitülasyonun Kanuni Sultan Süleyman zamanında verildiğini gösterirken yine Testa’nın neşrettiği La Forest’in haleflerinin mektupları da Fransızlara Osmanlılar tarafından verilmiş olan ilk ahidnamenin Kanuni zamanında verildiğini desteklemektedir.8
1536 Kapitülasyon Antlaşması karşılıklı eşit yararlanma esasına göre ve geçici olarak düzenlenmesine rağmen uygulamada sadece Fransızlar yararlanmışlardır. Fransızların istek ve baskılarıyla Osmanlı Devleti aleyhine genişletilerek ağırlaştırılan kapitülasyonlar 1740’da sürekli hale getirilmiştir. Fransızlara 1536’dan sonra II. Selim 1569’da, III. Murad 1581’de, III. Mehmed 25 Şubat 1597’de, I. Ahmed 25 Mayıs 1604’te, IV. Murad 5 Haziran 1673’te, I. Mahmut da 28 Mayıs 1740’da imtiyazlar vermişlerdir.9 Bu tarihten sonra kapitülasyonlar sürekli hale gelirken 1923 Lozan Antlaşması ile tamamen kaldırılmıştır.
———————————-
1 Rıfat Uçarol, “Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa”, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, c. 11, İstanbul 1989, s. 211.
2 Ahmet Tabakoğlu, Türk İktisat Tarihi, İstanbul 1998, s. 259.
3 Necdet Kurdakul, Ticaret Antlaşmaları ve Kapitülasyonlar, İstanbul 1981, s. 25.
4 Tabakoğlu, a.g.e., s. 260.
5 Kurdakul, a.g.e., s. 41.
6 Mübahat S. Kütükoğlu, “Ahidnameler ve Ticaret Muahedeleri”, Osmanlı, c. 3, Ankara 1999, s. 330.
7 Halil İnalcık, “İmtiyâzât”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, c. 22, İstanbul 2000, s. 248.
8 Kütükoğlu, a.g.m., s. 329.
9 Kurdakul, a.g.e., s. 25.
Bu konu ve Tarih ile ilgili daha geniş çalışmaları www.tarihonline.com adresinde bulabilirsiniz.
bana yardımcı olun lütfen yıllık ödevim hoca da zaten cins bir hoca
cok iyi