Yahudiler ve Siyonizm hakkında yazılarımıza devam ediyoruz.
Siyonistler, 19. yüzyıl Avrupası’nda Hıristiyan dünyasının giderek artan “anti-semitizm”i ya da Yahudi düşmanlığının baskı ve katliama dönüşmesiyle artık ilahi bir zuhurun beklenemeyeceğini düşünmüşler ve meselelerine kendi teşebbüsleriyle bir çözüm getirilmesi gerektiğine inanmışlardı.1
1894 Eylülünde Fransız ordusunda Almanlar lehine casusluk hadisesi meydana gelmişti. Alfred Dreyfus adlı Yahudi asıllı bir yüzbaşı hadisenin faili olarak yakalandı. Deliller yeterli olmadığı halde hapsedilip ordudan çıkarıldı. Dreyfus hadisesi Fransa’da yeni bir anti-semitizm dalgasının patlak vermesine sebep oldu. 2
Bu hadise ve gelişmeler Dreyfus davasını takip eden Avusturyalı gazeteci Theodor Herzl’i çok etkiledi. Aslen Macar Yahudi’si olan Theodor Herzl, zengin bir Yahudi ailesine mensuptu. Hukuk öğrenimi görmüş, fakat gazeteciliğe merak sarmış ve Dreyfus davası sırasında Viyana’da yayınlanmakta olan bir gazetenin Paris muhabirliğini yapmıştır. Daha üniversite yıllarında Avrupa’daki Yahudi düşmanlığı ile yakından ilgilendiğinden bir anti-semitizm şeklinde ortaya çıkan Dreyfus davası kendisini çok etkilemişti.3
Bunun neticesi olarak Yahudilerin geleceği konusuna eğilen Theodor Herzl çareyi Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulmasında gördü ve 1896’da Yahudi Devleti adlı bir kitapla fikirlerinin yayınladı. Ona göre Filistin’de bir Yahudi Devleti’nin kurulabilmesi için her şeyden önce dünyadaki bütün Yahudilerin teşkilatlanması gerekmekteydi. 4
1 Öke, gös. yer.
2 Fahir Armaoğlu, Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları(1848-1988), Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 1991. s. 16.
3 Buzpınar, a.g.m., s.80.
4 Armaoğlu, a.g.e., s.17.
Tarihçi Muhammed Arslan’ın çalışmasından alıntıdır. Daha geniş içeriği www.tarihonline.com sitesinde bulabilirsiniz.